Saat
yedi civarlarıydı, acıktığımı hissetmiş ve henüz kahvaltı yapmadığımı fark
etmiştim. Daha fazla zaman kaybetmeden üzerime bir şeyler geçirip dışarı
çıktım, uyandığımda beş filan olmalıydı, güneş yeni batmakta, karanlık örtü
gözümün alabildiği her yere egemen olmaktaydı, havanın serin olması yanı sıra
herkesin kurulu bir düzeni vardı ve geçtiğim sokaklar tenha sayılırdı. Dükkandan
içeri girdim, daha dolmamıştı, boş masalardan birine oturdum ve siparişimi
verdim. Patatesimin kızarmasını beklerken, bir yandan da etrafa göz atıyordum,
yalnızken ve beklerken ya da biri bir şeyler anlatırken insan sıkılıyordu
haliyle; bu zor zamanlarda kadraja güzel bir kadın yüzü veya vücudunun güzel
bir parçası girse hiç fena olmazdı, uygun bir şey aramış ancak bulamamıştım;
piyasalar durgun, işler kesat, esnaf kan ağlıyor diye geçirdim içimden ve bir
sigara içmeye karar verdim beklerken, bunun için dışarı, kapının önüne çıkmam
gerekiyordu çünkü içerde sigara içmek yasaktı.
Dışarı
çıktığımda sigara içen iki kişi gördüm, sırtı bana dönük olan karşısındakine
hararetli hararetli bir şeyler anlatıyordu, arkadan sessizce yaklaştım ve elimi
omzuna atarak
“Dostum,
benim de seks hayatım berbat!” dedim, şaşkınlık içinde güldüler, tanıdıklardı,
neler yaptığımı sordular.